2020-YKS’de tercihin püf noktaları
www.hurriyet.com.tr 10.08.2020
2020-YKS’de tercihin püf noktaları
Tercih yapılırken istek sırası önemli. Adayların ilgi alanına göre en çok istediği bölümlerden başlayarak tercih yapması daha sağlıklı olur. Açıkta kalmamak adına istenilmeyen bölümler tercih listesine alınmamalı.
Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) sonrası adayları şimdi tercih telaşı sardı. Ama tercih yaparken dikkat edilmesi geren önemli noktalar var. Öğrencinin tercih ettiği bölüm ve üniversiteye dair özel koşulları, tercih kılavuzundan mutlaka okuması gerekiyor. Bir çok aday özel şartları okumadan tercih yaptığından kayıt yaptırırken sürprizlerle karşılaşabiliyor. Yeni açılan bölümler puan ve başarı sıraları olmadığı için tercih yaparken adayların akıllarında soru işaretleri yaratabiliyor. Oysa ki yeni açılan bölümleri de istek sırasına uygun sıralamaya koyabilirler. Yeni açılan bölümle ilgili diğer üniversitelerde o bölümün başarı sıralamalarına bakılarak tahmin yürütebilirler. Adaylar, tercih edecekleri bölümü gerçekten isteyip istemediklerini sorgulamalı, okumayı düşünmedikleri bölümleri kesinlikle tercih listesine almamalı. Ayrıca, puanları elverse bile, başarılı olma konusunda tereddütleri olan programı da tercihlerine yazmamalılar. Çünkü, tercih listesine alınan programa yerleştirilmeleri durumunda adayın bir sonraki yıl Ortaöğretim Başarı Puan’ı (OBP) yani okul puanları yarı yarıya düşecektir. Adaylar bir yükseköğretim programına yerleştirilmişse aynı yıl yapılacak olan ek yerleştirmelere başvuru yapamaz.
TERCİH LİSTESİ HAZIRLARKEN BUNLARA DİKKAT
İlk sıralarda başarı sırasının üzerinde ve en çok istenilen bölümlere (ilk üç ya da beş tercih), orta sıralarda yerleşme olasılığı yüksek olan ve başarı sırasına yakın olan bölümlere (altı ile 18’inci tercihler), son sıralara ise yerleşme olasılığının çok yüksek olduğu (19 ve 24’üncü tercihler) bölümlere yer vermek uygun olacaktır.
EN ÇOK YAPILAN TERCİH HATALARI
1- Her yıl 600 binin üzerinde üniversite öğrencisinin YKS’ye başvuru yaptığı göz önüne alındığında tercih hatalarının başında üniversitelerin ve bölümlerin ayrıntılı bir biçimde araştırılmadan tercih edilmesi geliyor. Adaylar üniversiteleri bu başlıklara göre inceleyebilir
– Eğitim kadrosu nasıl? Tercih edilecek bölümde kaç akademisyen (profesör, doçent) var?
– Yerleşkeleri nasıl ve ulaşımı kolay mı?
– Kütüphanesi ve kaynak birikimi güçlü mü?
– Uluslararası hareketliliği (değişim programları) var mı?
– Sosyal imkânları var mı, beslenme ve barınma koşulları yeterli mi?
– Vakıf üniversitesi tercih edilecekse yıllık ücreti ne kadar? Eğitim ücreti dışında diğer masraflar tahmini ne kadar olabilir?
– Burs imkânları var mı ve burs kesilme koşulları neler?
MESLEKLER BU BAŞLIKLARA GÖRE İNCELENEBİLİR
Kendi yeteneklerinizi tanımaya çalışın. Şekil-uzay ilişkisini görebiliyor musunuz, soyut düşünebiliyor musunuz, el-göz koordinasyonunuz iyi mi, duygu ve düşüncelerinizi yazılı ve sözlü olarak ifade edebiliyor musunuz? gibi sorulara yanıt bulmalısınız. Bu sorulara yanıt bulmanıza yardımcı olacak çeşitli testler ve envanterler mevcut. İnternette araştırma yaparak bunlara ulaşabilirsiniz. Kişilik özelliklerinizi de meslek seçiminde göz önünde bulundurmalısınız. İşbirliğine yatkın mısınız, düzenli yaşamı mı seversiniz yoksa bağımsız yaşamayı mı, liderlik özelliğiniz var mı, yaratıcı yanınız var mı, sabırlı mısınız? Kendi kişilik özelliklerinizi bir kağıda yazıp arkadaşlarınıza ya da ailenize gösterin. Sizinle ilgili yorumlarını alın. Özellikle arkadaşlarınız size ayna olacaktır.
– Okumak istediğiniz bölümün ders içeriklerini çok iyi inceleyip bu derslere kimlerin girdiğini öğrenin.
– Okumayı düşündüğümüz bölümde İngilizce eğitimi var mı?
– Okumayı düşündüğünüz bölümde staj yapılıyor mu? Yapılıyorsa nerelerde oluyor ve ne kadar zaman alıyor? Staj olanaklarını araştırın.
– Laboratuvar uygulaması var mı? Varsa bu uygulamalar verilecek nota ne kadar etki ediyor? Laboratuvar uygulamalarını mutlaka sorun.
– Bölümü bitirdikten sonra iş bulma olanağı nedir? Örneğin fizik bölümünü bitirdiğinizde iş bulabilecek misiniz?
– Eğer bulabiliyorsanız seçmeyi düşündüğünüz bölümde okuyan öğrencilerle sohbet etmeye çalışın. Okuldaki rehber öğretmenlerinizden geçmiş yıllarda istediğiniz bölümü kazanmış kişilerin telefonlarını alıp telefonla konuşmanız da bir yöntem olabilir.
– Sağlıkla ilgili bölümleri yazacaklar mutlaka iş yeri ortamını da görsün. Tıp ya da hemşirelik isteyen bir öğrenci, hastanelerin acil servislerinde birkaç saat zaman geçirsin.
Kendinize aşağıdaki soruları sorup cevaplarını bir kağıda yazmanız da sizlere kendinizi tanımanız anlamında ayrıca yol gösterici olacaktır:
– Nasıl bir yaşam beklentim var?
– İletişim, ikna gücüm var mı?
– Bilimsel araştırmalardan zevk alıyor muyum?
– Çabuk karar verebiliyor muyum?
– Ayrıntılardan sıkılıyor muyum?
– İnsanlarla uyum içinde çalışabilir miyim?
– 30’lu yaşlarda kendimi nasıl iş yaşamı içinde hayal ediyorum?
2- Adaylar sınav sonuç belgesini doğru yorumlayamayabiliyor. Sonuç belgesinde yazan puan türlerini, yerleştirme puanlarını ve başarı sıralarını birbirine karıştırabiliyorlar.
3- ÖSYM’nin yayınladığı Yükseköğretim Programları ve Kontenjanları Kılavuzu adaylar tarafından kesinlikle incelenmiyor. Hatta Kılavuzun ÖSYM’nin sitesinde olduğunu dahi bilmeyenler çıkabiliyor. Tercih kılavuzu, ÖSYM’nin www.osym.gov.tr internet adresinde yayınlanacak. Ayrıca, sınav sonuç belgeleri ev adreslerine postalanmayacağından aynı internet adresinden adaylar sınav sonuç belgesine de ulaşabilirler.
4- Kılavuz incelenmediği için yükseköğretim programlarının özel koşulları da okunmuyor. Dolayısı ile özel koşul gerektiren bölümlerle ilgili sıklıkla hata yapılabiliyor. Örneğin ‘Dil ve Konuşma Terapisi’ için ÖSYM Yükseköğretim Programları ve Kontenjanları Kılavuzu’nda yazan özel koşul şu şekilde: Bu programa kayıt için bir hastaneden bu mesleği yürütmeyi engelleyecek derecede konuşma (aksan ve şive hariç, pelteklik, telaffuz, ortodontik bozukluk, kekemelik ve tutukluk), işitme, görme veya ruhsal engeli olmadığını belgeleyen sağlık raporu almak gerekir.
5- Bazı adaylar başarı sırasına göre değil de puana göre tercih yapılacağını sanıyor. Oysa adayların yükseköğretim programlarının başarı sıralarını dikkate almaları gerekiyor.
6- Adayların birçoğu hangi durumda OBP’nin kırılacağını bilmiyor. OBP, 100-500 aralığında bir değer. Yerleştirme puanları hesaplanırken, diploma notu önce 5 ile çarpılacak ve çıkan sonuç 0.12 katsayısıyla çarpılarak YKS puanına eklenecek. Örneğin: Diploma notu 80 ise; 80*5=400, 400*0.12=48 olacak. 48 puan adayın ham puanına eklenecek ve yerleştirme puanını oluşturacak. 2020-YKS’de herhangi bir yükseköğretim programına yerleşen bir aday 2021’de üniversite sınavına girdiğinde OBP’si yarı yarıya düşecektir. Yukarıdaki örnekten yola çıkarsak; aday 2021’de tekrar sınava girdiğinde OBP’si 48 yerine 24 gelecektir.
7- Üniversite sayısı çok arttığı için devlet ve vakıf üniversiteleri birbiriyle karıştırılabiliyor. Tercih ettiği üniversitenin vakıf üniversitesi olduğunu bilmeyip, ücret ödemek zorunda olan ya da öğrenimine devam edemeyen öğrenciler olabiliyor.
8- Adaylar tercihlerini istek sırasına göre değil, yüksek başarı sırasından düşük başarı sırasına doğru sıralayabiliyor. İstek sırasına uygun tercih yapmamak daha fazla istedikleri bir programa yerleşmelerine engel olabiliyor.
AİLELER TERCİHLER KONUSUNDA ÖĞRENCİLERE NASIL YAKLAŞMALI?
Sınava hazırlık sürecinde ergenlik döneminin en zorlu dönemleri atlatılmış olsa bile unutmamak gerekiyor ki çocuklarınız ergenlik dönemini henüz bitirmedi. Ondan tipik yetişkin davranışları sergilemesini beklememek gerekiyor. Birçok öğrenci üniversiteye girememe durumunda anne ve babalarının kendilerine yönelik sevgi ve güvenlerini kaybedeceklerini düşünüyor. Başarılı ya da başarısız her koşulda onların yanında olabileceğinizi onlara hissettirmelisiniz. Toplumdaki sınıf atlama çabası, ekonomik kaygıları giderme yolu hep ‘iyi bir meslek’ düşüncesini de beraberinde getiriyor. İyi bir meslek hedefine ise iyi bir üniversite yoluyla ulaşma çabası bazen ailelerin çocuklarına kaldıramayacakları sorumluluk türleri yüklemelerine neden oluyor. Anne babalarda çok sık gördüğümüz bir davranış türü de belki motivasyon amaçlı başvurulan ama asla motivasyon yaratmayan, çocuğunun başarısını yakın çevredeki diğer çocukların başarısıyla karşılaştırma eğilimi. Çocuğunuzu sadece kendisiyle karşılaştırmalısınız. Yani önceki başarısı, önceki davranış biçimleriyle şimdiki durumunu karşılaştırmak daha olumlu sonuç verecektir.
CİHAN YEŞİLYURT KİMDİR?
1973’te Samsun’un Alaçam ilçesinde doğdu. İlköğrenimini ve liseyi Alaçam’da tamamladıktan sonra 1991’de girdiği Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık bölümünden 1995’te mezun oldu. 1997 yılında Fen Bilimleri Dershaneleri’nde rehber öğretmen olarak çalışmaya başladı. 2002 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi Eğitim Yönetimi ve Denetimi bölümünde yüksek lisansını tamamladı. Fen Bilimleri Eğitim Kurumları’nın İstanbul’da ve Türkiye’de büyümesiyle birlikte 1999 yılında Rehberlik Birimi Koordinatörlüğü’ne getirildi ve halen bu görevine devam ediyor. Yeşilyurt, Türkiye’nin pek çok ilinde ‘Sınav Sistemi’, ‘Öğrenci Motivasyonu’, ‘Planlı Çalışma ve Hedef Oluşturma’, ‘Tercihler ve Meslek Seçimi’ gibi konularda konferans ile vakıf üniversitelerinde; ‘Sosyal Psikoloji’, ‘Kariyer Planlama’, ‘İletişime Giriş’ dersleri verdi. Cihan Yeşilyurt’un ‘99 Sayfada ÖSS’, ‘Başarı İçin Küçük Adımlar’ ve ‘Üniversite Yolunda Başarının Şifreleri’ adlı kitapları da bulunuyor.